Siberkondria
Sağlığımız İçin Yeni Bir Teknolojik Tehdit: “Siberkondria”
Sağlıkta şiddetin tavan yapması ve acil servislerin evlilik programlarını aratmayacak izdivaç yerlerine benzetilmesi yetmezmiş gibi şimdi de yeni bir tehditle karşı karşıyayız. Zaman içinde teknolojinin bu kadar ilerlemesi, bazı kişilerde internet kullanımı ile hastalık kaygısının pekişmesine ve “siberkondria” olarak tanımlanan yeni bir hastalığın görülmesine yol açtı. Yapılan çalışmalar, neredeyse her üç kişiden birinin sağlıkla alakalı konularda internetten araştırma yaptığını ve buna göre kendilerine teşhis koyduklarını yani “siberkondria” eğilimi taşıdığını gösteriyor. Çağın hastalığı olarak tanımlanmaya başlanan siberkondria, kişilerin internette okudukları bilgilere göre kendi şikayetlerine tanı koymaları hastalığıdır. Bu kişiler, bedenlerindeki küçücük bir belirti nedeniyle ciddi bir hastalıkları olduğuna, hatta en kötü hastalığa yakalandıklarına inanıyor, kendi yaşadıkları durumu internette buldukları bir hastalıkla ilişkilendiriyor, kendilerine tanı koyuyor ve tedavi arıyorlar. Yetersiz eğitim sonrası yeterli donanımla mezun olamayan hekimler, sağlık ticaretinin giderek artmasıyla birlikte insan değerinin gerilerde kalması, medyanın negatif etkisi, sorumsuz ve tutarsız demeçler neticesinde sağlık personeline ve özellikle de doktorlara güvenin giderek diplere vurması gibi bu hastalıkta da doktorlara inanç oldukça düşük. Bu hastalar hekim teşhisi yerine internetteki bilgileri doğru olarak kabul ediyor çünkü internetteki bilgiler onlara daha çok güven veriyor ve aksine ikna olmuyorlar. Öksürük şikayeti olan kişi basit bir soğuk algınlığı yerine akciğer kanseri olduğu, göğsüne ağrı saplanan kişi kalp krizi geçirdiği ve kalp hastası olduğu, başı ağrıyan kişi beyin tümörü olduğu ya da beyin kanaması geçirdiği ile ilgili ciddi kaygılar yaşayabiliyor. Bazen bu durum öyle bir hal alıyor ki bu kişiler kendinde bu hastalığın olduğuna kesin olarak inanıyor, gün içinde hayattan kendini soyutluyor, hayattan zevk almıyor, başkalarını inandıramadığı için de ağır depresyona girebiliyorlar.
Yüz yüze iletişimin yerini sanal alemde boy gösterme zorlantısının aldığı çağımızda sağlık sektörü ve ruhsal sağlığımız da bundan nasibini aldı elbette. Siberkondria hastaları da genellikle internette fazla vakit geçiren, birçok işlerini internet üzerinden halleden, kendilerini ifade etmede yeterli olamadıkları için sanal dünyada yaşamayı seven, özgüvenleri düşük insanlardır. Gerçek hayatta bulamadıkları ilgi, sevgi ve şefkati bu sanal ve gerçek dışı dünyada aramaya o kadar kaptırıyorlar ki kendilerini teşhis ve tedavilerini de oradan yapmaya kalkıyorlar. Elbette internet üzerinden her tür bilgiye kolayca ulaşabilir ancak bu bilgilerin doğruluğunun ve ne kadar işimize yarayabileceğinin belirsiz olduğunu da unutmayalım lütfen.