Düşünce – Duygu – Davranış
Şu an nasıl hissediyorsunuz? diye sorsam mutluyum, üzgünüm, kaygılıyım, şaşkınım, utanıyorum vb. bir cevap verebilirsiniz. Peki ne düşündüğünüzü sorsam? Hatta şu an yaşadığınız duygunun düşüncelerinizden kaynaklı olduğunu söylesem?
Bir çoğunuz tam tersini düşünmüş olabilirsiniz; “Kaygılıyım, o yüzden yapamayacağımı düşünüyorum” hatta “Yapamayacağımı hissediyorum” şeklinde. Hâlbuki yapamayacağımızı düşündüğümüz için kaygı hissederiz. İşte günlük hayatta duygular ve düşünceler bu kadar birbirine karışmıştır. Temel duygular vardır, herkesin hissettiği ve bedenine, duruşuna, sesine yansıttığı: sevgi, üzüntü, sevinç, kaygı, öfke, korku gibi. Her duygu insanidir, bunları herkes yaşar fakat aynı olay karşısında aynı duyguyu hissetmeyiz çünkü, DÜŞÜNCELER ve olaya ilişkin YORUMLAR farklıdır. Çok çalıştığınız bir sınavdan düşük not aldığınızda öfkelendiyseniz aklınızdan, haksızlığa uğradığınızla, öğretmenin sizi sevmediğiyle ilgili bir düşünce geçmiş olabilir. Aynı durumda bir başkası, bu sınavdan aldığı notu, o gece çok çalıştığı için az uyuduğundan dolayı aldığını düşünüp öfkelenmeyebilir. Durduk yere kaygılandığınızı düşünseniz de, içime birden bir sıkıntı geldi deseniz de işin aslı o sırada aklınızdan saniyelik, sizin bile fark edemediğiniz bir düşüncenin geçmiş olmasıdır. “Bu ay kirayı ödeyemeyeceğim”, “Başarısız olacağım” gibi o an fark etmediğiniz düşünceleriniz bütün günü kötü geçirmenize sebep olabilir. Çünkü düşünceler anlıktır, düşüncelerin etkisiyle ortaya çıkan duygularsa bütün güne, haftaya hatta aylara yayılabilir.
Kendinizi kötü hissettiğinizde, o sırada aklımdan ne geçiyordu diye düşünmenizi ve bu düşünceyi işlevsel bir hale getirmenizi sağlamak, psikoterapinin de temel amaçlarındandır. Düşüncelerinize müdahale edebilirseniz, en azından onları yakalayabilirseniz bütün duygu-durumunuzu değiştirmeniz kolaylaşır. Düşüncelerinizin sizi ele geçirmesine ve onların esiri olmamaya gayret edin. Unutmayın ki düşünceleriniz duygularınızı, ikisi birlikte de davranışlarınızı doğuracaktır.
Yolda yürürken 20 metre ilerinizde kocaman bir köpek olduğunu gözünüzde canlandırın. Yolunuzu mu değiştirirsiniz? Karşı kaldırıma mı geçersiniz? Yoksa yanından yürüyüp gider misiniz? Bu davranışlarınıza sebep olan şey köpeğe ilişkin düşüncelerinizdir. Korkunç olduğunu ve size saldıracağını düşünüyorsanız korkabilir ve muhtemelen yolunuzu değiştirebilirsiniz fakat köpeğin size zarar vermeyeceğine dair bir düşünceniz varsa yanından rahatlıkla yürüyüp gidersiniz. Anlaşılacağı üzere düşünce- duygu- davranış, ayrılmaz üçlüdür ve döngüseldir. Bu nedenle de psikoterapi, fonksiyonel olmayan düşünceler ile bunların devam etmesini sağlayan davranış ve tutumları değiştirmeye yöneliktir.
“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.” Gandhi