Sertleşme Bozukluğu

Sertleşme Bozukluğu

sertlesmebozuklugu

Tarih boyunca erkekler, cinsel yeterlilikleri konusunda her zaman endişeli olmuşlardır. Bununla birlikte günümüzde cinsel yaşamla ilgili sorunlar, eskiye oranla daha kolaylıkla dile getirilebilmekte, yaşamın bu alanında da önemli sorunlar olabileceği kabul edilmekte ve daha çok yardım arayışı içine girilmektedir. Cinselliğin temel amacının doyum olduğu düşünülecek olursa, her cinsel aktivite veya yakınlaşmanın cinsel birleşme ile sonuçlanması gerekmeyecektir. Aslında cinsel birleşme, cinsel döngünün tamamlanmasına, yani sona ermesine neden olur. Tamamlanmış bir cinsel aktivitenin gerçekleşebilmesi için öncelikle cinsel yönden bir ilgi ve istek, bunu izleyen bir uyarılma ve uyarılmanın ulaştığı doruk nokta olarak kabul edilen orgazm gibi evreler olması beklenir. Erkeklerde orgazm sonrası, cinsel yönden yeniden uyarılabilme (sertleşme) ve aynı döngünün tekrarlanabilmesi için geçmesi gereken bir süre vardır. Çözülme (rezolüsyon) olarak bilinen bu aşamanın süresi çoğu kez erkeğin yaşı ile orantılıdır. Yaş arttıkça bu süre de doğal olarak uzamaktadır. Kadınların cinsel döngülerinde böyle bir aşamaya gereksinimleri yoktur ve bu nedenle kadınlar art arda birden çok sayıda orgazm olabilirler.

Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu erken boşalma olmasına rağmen, tedavi için en sık başvurma nedeni sertleşme sorunlarıdır.

Sertleşme sorunu, cinsel birleşmeyi sağlamak için gerekli sertleşmenin oluşmasında ya da sürdürülmesinde ortaya çıkan inatçı ve tekrarlayıcı yetersizlik olarak tanımlanabilir. Sertleşme bozukluğu, sertleşmede yetmezlik, sertleşme kaybı, erektil disfonksiyon, empotans ve iktidarsızlık birbirleriyle eş anlamlı olarak kullanılan ve erkekteki cinsel uyarılma bozukluğunu ifade eden terimlerdir. Aslında bir erkeğin iktidarı sertleşmenin niteliği ve niceliği ile ölçülemeyeceğinden empotans ve iktidarsızlık tanımları, günlük dilde kullanılmamalıdır. Bu terimler hem etiketleme oluşturmakta hem de anlamı net olmayan aşağılayıcı bir içerik taşımaktadır. Üstelik gerçekten erkeğin iktidarı diye bir şey var mıdır, varsa da bu cinselliği ile mi ölçülmelidir?

Her erkek hayatının bir döneminde sertleşme problemiyle karşılaşabilir. Bu doğal ve olağan bir durumdur. Ancak yapılan araştırmalar sertleşme sorunlarının son yıllarda yaygınlaşmakta olduğunu ve 20-30 yaş grubu gibi daha erken yaşlara doğru kaymaya eğilim gösterdiğini ortaya koymaktadır. Türkiye’de bu oran 40 yaş üzerinde %69.2 (%33.2 hafif, %27.5 orta, %8.5 ağır) olarak saptanmıştır.

Erkeğin her zaman cinsel ilişkiye hazır olması, penisinin her zaman sert olması ve saatlerce ilişkiyi sürdürebilmesi gerektiği gibi “cinsel mit” dediğimiz yaygın yanlış inanışlar, erkekte başaramama korkusu (performans anksiyetesi) oluşturabilmektedir. Başaramama korkusu, genç erkeklerin cinsel ilişkide sorun yaşamalarının en sık rastlanılan nedenlerinden biridir. Çoğu erkekte stres, yorgunluk, endişe, partner ilişkisindeki problemler ya da aşırı alkol kullanıldığında zaman zaman karşılaşılan sertleşme sorunu normal ve olağandır. Eğer bu durum çok sorun edilirse “başarısızlık korkusu” zamanla psikolojik olarak ciddi bir sorun haline gelebilir ve aslında geçici bir durumken sabit bir sorun haline dönüşebilir. Çünkü her cinsel birleşme öncesinde “yine aynısı olacak!”, “yine penisim sertleşmeyecek!” veya “yine rezil olacağım!” şeklindeki olumsuz düşünceler ve stres geçmişteki başarısızlıkların tekrar etmesine yol açabilir. Ayrıca Türk erkeğinin ilk gençlik çağlarında seks bilgisinin yeterli seviyede olduğu söylenemez. Bilgisizlikten doğan bazen şanssız deneyimler erkekde kapanmayacak yaralar açılmasına neden olabilir. Özellikle cinsel açıdan henüz deneyim yaşamamış erkeklerde eşini memnun edememe korkusu çok fazladır.

Psikojenik nedenler dışında, penisin sertleşme mekanizmasını etkileyen atardamarların daralması sonucu penise gelen kanın azalması, toplardamarların gereğinde kapanamayıp gelen kanı geri kaçırması, hormon bozuklukları, kalp, şeker, tansiyon veya prostat hastalıkları gibi birçok organik neden de penisin sertleşmesini engelleyebilir. Sertleşme kaybının aniden ya da belirli bir olay sonrası ortaya çıkması, bazı cinsel birleşmelerde normalken bazılarında sertleşmede sıkıntı olması daha çok psikolojik etkenleri düşündürmelidir.

Unutulmamalıdır ki cinsellik, sevgi dolu bir paylaşımdır; bir sınav ya da bir yarışma değildir, “cinsellikte başarısız olmak” diye bir kavram olmamalıdır, önemli olan birlikte geçirilen zamandan olabildiğince haz almaktır.