Vajinismus Cinsel Terapisi
Ülkemizde evli her on kadından birinde görülen vajinismusun %100 tedavisi vardır ve en etkili tedavi yöntemi cinsel terapidir. Cinsel terapide uygulanan bilişsel yeniden yapılandırma ve davranışsal aşk oyunları ile çiftler bu sorunun üstesinden kolaylıkla gelebilmektedir.
Bilişsel yeniden yapılandırma ile çiftin cinsellikle ilgili bakış açısı ve yanlış inanışları giderilir, yerine doğru cinsel bilgiler verilir. Cinsel terapide asıl olan vajina içerisine bir şeylerin alınması değildir; önemli olan çiftin cinselliğine ve savunma davranışlarına ait daha bütüncül bir bakış açısına sahip olmasıdır. Bu sayede, cinselliğe ve birbirlerine bakışı değişen çiftlere önereceğimiz aşk oyunları adı verilen kendilerine özel ev ödevleri ile başarı kısa sürede kaçınılmaz olacaktır.
Vajinismus; kapanma, kendini koruma, uzak durma, barikat kurma ve sınır koyma ile ilgili savunma ihtiyaçlarının bir ifadesidir. Vajinismus, korkulan acıya, beklenen şiddete ve sınırlara girilmesine karşı kadınların kendilerini korumasıdır. Bir kaçınma ve erteleme problemi olan vajinismusta çiftler, penis-vajina birlikteliğinin gerçekleşmesi ya da tedavi olunması konusunda karşılıklı bir kaçınma sergilerler. Çiftler, kaygı uyandıran bu sorunun üzerine gitmek yerine uzak durmakta, sonucunda da sorun devam etmekte ve çözüm ertelenmektedir. Reddedilme ve terk edilme konusundaki aşırı duyarlılık, bağlanma kaygısını artırmaktadır. Vajinismus sorunu yaşayan kadınların eşleri, kaygı veren koşullarda destek olmak yerine kendilerini hem psikolojik hem de fiziksel olarak geri çekme eğilimindedirler.
Cinsel ve kişilerarası alanlarda yaşanan sorunların temelinde; 0–7 yaş dönemine ait anne-baba tutum ve davranışlarının önemli bir rolü vardır. Bu dönemler kişilerin kendileri ve diğerleri arasındaki duygusal ilişkinin içsel temsillerini içeren bağlanma stillerinin oluştuğu dönemlerdir. 0–3 yaş dönemindeki çocuklar fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için annelerine yakın olmak zorundadırlar. Bu açıdan bağlanma, çocukların hayatta kalmalarını sağlayan biyolojik bir işleve sahiptir. Bu dönemlerde gelişen yakınlık oluşturma ve bağlanma sorunları, vajinismuslu çiftlerin yakın ilişki oluşturma süreci olan cinsel birlikteliğe karşı bilinç dışı bir kaçınma davranışı geliştirmelerine yol açmaktadır. Bu nedenle cinsel terapilerde, vajinismus sorunu yaşayan çiftlerin bağımlılık, fedakârlık, iç içe geçme eğilimleri ile yakın ilişkilerindeki kaygı yaşantıları üzerinde daha fazla çalışılması gerekmektedir.
Vajinismus sorunu yaşayan çiftlere kalıplaşmış tedavi yöntemlerinin uygulanması her zaman başarılı sonuç vermeyebilir. Bu nedenle vajinismus tedavisi çifte özel olmalıdır. Vajinismus sadece kadının sorunu değil, çiftin ortak sorunudur. Uygulanacak tedaviye, çiftin bireysel ve birlikte geçirdikleri tüm yaşam sürecini gözden geçirerek başlanmalıdır. Çiftin ihtiyaçlarının bilindiği bir cinsel terapi sürecini, kendisine özel olarak hazırlanmamış bir elbiseyi kişinin giymesine benzetebiliriz. Bir terzi, elbise dikimine başlamadan önce nasıl ki kişinin beden ölçülerini alır, elbisenin kalıplarını çıkartır, elbiseyi kişiye özel biçer ve elbisenin kişinin üzerinde güzel durmasını sağlamak için provalar yapar, cinsel terapist de aynı bir terzi gibi çiftin hassasiyetlerine, bağlanma stillerine ve geçmiş yaşamlarına uygun bir çalışma yapmak zorundadır. Yani cinsel terapide çifte özel bir yol haritası uygulanmalıdır, aksi takdirde tedavide sorunlar yaşanabilir. Çünkü kişilerin hayata bakış açıları, yetiştirilme şekilleri, sorunu algılayışları veya birbirlerini algılayışları farklılık gösterebilir.