Etiket - adana psikoterapi

Öfke

Günümüz zorlayıcı yaşam koşullarında insanların gergin, sinirli, çaresiz, engellenmiş hissetmeleri ve bunların sonucunda öfkelenip kendileri ile birlikte çevrelerine de zarar vermeleri sık rastlanan bir durum haline geldi. Son zamanlarda ekranlarda ya da basında aşk, kıskançlık, cinsellik, kız isteme davaları, alacak verecek meseleleri vb. nedenlerle öfkesine yenik düşüp cinnet geçirenlere, hatta bolca cinayet haberlerine rastlamadığımız gün neredeyse yok gibi…Öfke, her ne kadar ‘bir kişiye ya da bir şeye karşı duyulan olumsuz ve yıkıcı bir duygu’ olarak tanımlansa da aslında uygun bir şekilde...

EGO

"Yeryüzünde kişinin kavuşabileceği en büyük mutluluk, kendi kendinden hoşnut olmaktır."20. yüzyılın en önemli Alman yazarlarından Thomas Mann’ın bu deyişini okuyunca durup düşündüm uzun uzun. Kulağa ne kadar da hoş geliyor. İnsanın kendinden hoşnut olması için kendini tanıması ve tanıdığı kendisi yani ‘ben’i ile barışık olması gerektiğini anlatmıyor mu sizce de! ‘Bir ben var bende, benden içeri’ diyen Yunus  Emre, çok önemli bir gerçeğin farkına varmıştı. İçimizde bir ben var; kimi zaman ona içimizdeki çocuk, kimi zaman içimizdeki bilge diyoruz. Kendimize sahip...

Siberkondria

Sağlığımız İçin Yeni Bir Teknolojik Tehdit: "Siberkondria"Sağlıkta şiddetin tavan yapması ve acil servislerin evlilik programlarını aratmayacak izdivaç  yerlerine benzetilmesi yetmezmiş gibi şimdi de yeni bir tehditle karşı karşıyayız. Zaman içinde teknolojinin bu kadar ilerlemesi, bazı kişilerde internet kullanımı ile hastalık kaygısının pekişmesine ve  “siberkondria” olarak tanımlanan yeni bir hastalığın görülmesine yol açtı. Yapılan çalışmalar, neredeyse her üç kişiden birinin sağlıkla alakalı konularda internetten araştırma yaptığını ve buna göre kendilerine teşhis koyduklarını yani  “siberkondria”  eğilimi taşıdığını gösteriyor. Çağın hastalığı olarak tanımlanmaya...

Aldat-ma!

Gündem ne kadar yoğun olursa olsun aldatma ile ilgili haber ve olaylar, medyada daima kendine yer buluyor. Zaten yapılan çalışmalar da boşanma nedenleri arasında sadakatsizliğin ilk üç sıra içinde yer aldığını ve insanların yüzde 86-90’ının sadakatsizliği, birlikteliğe yönelik ciddi bir tehdit olarak algıladıklarını gösteriyor. Daha önce sadakatsizlik yaşamamış olanların çoğu, bir sadakatsizlikle karşılaştıkları takdirde bunun tereddütsüz ilişkilerinin sonu olacağını dile getirmiş. Ancak gerçek yaşamda çiftlerin yüzde 60-75’i sadakatsizliğe rağmen evliklerine devam etmeye çalışıyorlar.Terapistlere göre sadakatsizlik basit bir tanımla, mevcut birliktelik...