Cinsel Yaşamda “Mindfulness” (Bilinçli Farkındalık)
Cinsellik; düşünsel, duygusal ve davranışsal boyutları ile iki insanın etkileşim içine girmesidir. Böyle bir yakınlık kurmak, insanın kendisini, iç dünyasını, duygu ve düşüncelerini ve bedenini bir başkasına açmasıdır. Bu bakımdan ilişkiler ve cinsellik, insana sevilmeye değer olduğu duygusunu yaşatır. Bir anlamda kadınlığın ve erkekliğin onaylanmasıdır da. Öte yandan çift ilişkilerinde sevgi, cinsellik, yakınlık ve güven gibi duygusal doyumlar, maddi doyum kaynaklarından çok daha fazla kırılganlığa yol açacak risk taşımaktadırlar.
Mindfulness (bilinçli farkındalık), dikkatin anlık yaşantılara odaklanmasını ve içsel deneyimlerin gözlemlenmesini içeren bir zihin ve beden pratiğidir. İçinde yaşanılan zaman diliminde oluşan olayların farkında olma durumu ve dikkatlilik halidir. Yani bilinçlilik, hem farkındalık hem de dikkati içerir. Bu nedenledir ki bilinçli farkındalık halinde kişi rahat, mutlu, hazır ve uyanıktır. Oysa bizler nadiren bilinçli farkındayızdır. Genellikle kendimizi olan olaylar hakkındaki fikirler içinde veya dikkat dağıtıcı düşünceler içinde buluruz. Bu bilinçsizliktir (mindlessness). Bilinçsizce yaşayıp giderken de azımsanmayacak kadar çok kişi, cinsel birliktelik sırasında zihnini dış uyarıcılara kapatmakta zorlanır ve aniden gün içinde başına gelen herhangi bir olayı, iş yerinde çalışma arkadaşıyla yaşadığı problemi ya da bu aralar ne kadar kilo aldığını ya da benzeri şeyleri düşünürken bulur kendini. “Seyirci kalmak” adı verilen bu durum, cinsel hazzı ve orgazmı doğrudan etkileyen bir düşünce ve davranış şeklidir. Cinsel ilişki sırasında cinsel deneyime tam anlamıyla odaklanmayı engelleyen en yaygın uyarıcılar ise kişinin fiziksel olarak nasıl göründüğünü düşünmesi ve cinsel performansını değerlendirme çabasına girmesi. İşte bu farkında olamama hali ve yanlış baş etme stratejileri, kaçınılmaz olarak insanları özellikle cinsel yaşamlarında sıklıkla mutsuzluğa ve doyumsuzluğa götürmekte. Cinsel sorunlar da sevilmeme, terk edilme korkusu, yalnızlık, kendine güvensizlik, kadınlığına veya erkekliğine kötü davranılmış olma, küçük düşme, mahçup olma, gururun incinmesi gibi duygular yaşatarak insanları en fazla mutsuz eden sağlık sorunlarının başında gelmeye devam etmekte.
O halde ‘bilinçli olarak farkında olmak bir uyanıştır’ diyebiliriz. Bu uyanışın olmadığı, duygusal yakınlaşma ve düşünce paylaşımıyla tamamlanmayan ilişkilerde ise cinsel işlevlerin yeterliliği ve doyum vericiliği de giderek azalır. Zihin, cinsel birliktelik sırasında başka düşüncelerle meşgul olduğunda yaşanan deneyimden zevk alınması da giderek zorlaşır. Bu nedenle cinsel birliktelikten alınan hazzın yüksek olması, zihninizi var olan her şeye kapatıp yalnızca o anı deneyimlemeye odaklanmanızla mümkün. İşte bilinçli farkındalık, kişinin o ana yani şimdiki zamana dikkatini yoğunlaştırıp, yargısız bir şekilde kabullendiği anlık deneyimdir. An’da olmak, geçmişten kalan korkularda, sıkıntılarda, geleceğe yönelik beklentilerde, umutlarda ve belirsizliklerde kaybolmak yerine kendi içimizde, bedenimizde ve dünyamızda neler olduğunun bilincine varmaktır. Hayatın her dakikasını yaşamayı mümkün kılan, her düşüncenin, her duygunun, gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız, kokladığımız ve yaptığımız her şeyin farkında olma halidir. Böylelikle cinsel ilişkideki stresin yarattığı olumsuz düşünce ve yargıların kısır döngüsünü kırar. Kişinin dikkatinin odağını hoşa gitmeyen anılardan ya da öngörülen cinsel başarısızlıklardan, şimdiki anın duyumsamalarına getirmesine yardımcı olur. Günün stresinden uzak tutar, ön yargıları önler, daha fazla zevk alınmasını sağlar, orgazmı kolaylaştırır, mutlu bir birlikteliğin püf noktasıdır. Belki de aranılan mucizedir.