Çocuk Gelin Olmaz, Olamaz…
“İlk gecem çok kötüydü. Şu an hatırlıyorum da. Eşim daha yanıma gelmeden önce titremeye başladım, bayıldım. Kolonya falan verdiler. Beni ayılttıktan sonra eşim geldi odaya. Bana, ‘Gel seninle evcilik oyunu oynayalım’ dedi.”
12 yaşındaki bir çocuk gelinin ağzından çıkan bu cümleleri okuyup da yüreği yanmayan, gözleri dolmayan, boğazı düğümlenmeyenimiz var mıdır merak ediyorum…Ya da buna yol açanlar nasıl insanlar diye..Oysa güzel yurdumda hiç de nadir değil bu durum. Ülkemiz genelinde yapılan her dört evlilikten birinin çok küçük yaşlarda yapıldığı bilinmekte. Ataerkil ve geleneksel toplum yapımız, erken yaşta evlilikleri normalleştirmiş ve meşrulaştırmış. Kucağında oyuncak bebeği ile oynaması gereken yaşta, henüz biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimini tamamlamadan, çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan, bir aile ve çocuk sorumluluğunu nasıl alır ki bu yavrucaklar… alamıyor da zaten. Üstelik kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce ebeveyn olan bu ailelerin çocuklarının da sorunlu kişilik yapısına sahip olabilmeleri de ayrı mevzu. Şimdi değilse ne zaman dur diyeceğiz bu hala şakır şakır kanayan toplumsal yaraya??
Evlilik öncesi fiziksel tahlilleri zorunlu tutan devlet, evlilik öncesi eğitimi şart koşmalıdır. Aslında ne koşulda olursa olsun erken yaşta yapılan evliliklerin sonucu baştan bellidir. Bu evlilikler yeni neslin sağlıksız ve yetersiz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır.18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların ekonomik anlamda özgürlüğünün sağlanması, kadınların iş kurma ve meslek edinmelerinin teşvik edilmesi, toplumun cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında bilinçlendirilmesi, gerekmiyor mu sizce de?