Evlilik Yorgunu Olmayın!
Evlilik Yorgunluğu, Hiç bir evlilik mükemmel ve sorunsuz olamaz elbette. Farklı kültür ve ailelerden gelen bir çiftseniz eğer zaman zaman fikir ayrılıkları, tartışmalar ve sıkıntılar yaşıyor da olabilirsiniz. Ancak huzurlu ve tatmin edici bir ilişkinin çiftler için fiziksel ve ruhsal sağlık açısından son derece faydalı olduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Eskiden eşler arasında şiddetli geçimsizlik boşanma sebebi olarak görülürken günümüzde ise “evlilik yorgunluğu” adı verilen bir kavram ortaya çıktı. Aşkın yerini sevgi almıyorsa, çift birbirlerini ve birlikte yaşamayı sevmeyi başaramıyorsa 2-3 yılın sonunda da evlilik yorgunluğu başlıyor. Evliliğiniz sıradanlaşıyor ve şehvet ile aşkın yerini alışkanlıklar alıyorsa iletişimden cinselliğe kadar hemen her konuda sorunlar kaçınılmaz olarak kendini gösterecektir. Bunun önüne geçebilmek için, evliliğinizin monotonlaşmaması ve yorulmaması için birlikteliğinizi canlı bir çiçekmiş gibi düşünüp onu sürekli beslemeniz gerektiğini unutmayın.
Evlilik Yorgunluğu
Evlilik hayatında ilk 2-3 yıl çok önemli. Evliliklerin bitmesine yol açan asıl sebep, zannedildiği gibi çiftler arasındaki aşkın bitmesi değil çoğunlukla iletişimin bozulması ve paylaşımın sona ermesidir. Bu nedenle iletişim kurabilen ve paylaşımda bulunabilen bir çiftin evlilik yorgunluğu yaşaması oldukça zor. Eşlerden her ikisinin de çalışıyor olması ve erkeğin eşine ev işleri ile varsa çocukların bakımında yeterince yardımcı olmaması, çok odalı evler, yazlıklar, farklı televizyon ve bilgisayarlar vs. çiftleri birbirinden koparıyor ve yalnızlaştırıyor. Bu ise duygusal yönden kopma ve ayrışmalara neden olabiliyor. Kısaca teknoloji evliliği yoruyor diyebiliriz. Önlemek için evliliğinize emek ve zaman ayırın, birlikte kaliteli zaman geçirmeye ve beraber yapabileceğiniz hobiler bulmaya özen gösterin, arkadaş, komşu ve akraba ziyaretlerinin önemini yok saymayın. Böylece hem eşinizle aranızdaki iletişim ve paylaşım artar hem de evliliğiniz sürekli dinamik kalır, monotonluktan uzaklaşır ve evlilik yorgunluğu çok fazla görülmez. Ayrıca eşlerin empati kurabilmesi, eleştirilerinde dikkatli ve hoşgörülü olabilmesi de oldukça önemli. Evliliğinizi yaşayan bir canlı gibi düşünün. Nasıl ki her canlının ihtiyaçları varsa evliliğinizin de ihtiyaçları olduğunu kabul edin. Kadın-erkek ilişkisinin öncelikli ihtiyacının şehvet olduğunu, kadının temel ihtiyacının arzu edilmek, erkeğin temel arzusunun ise ihtiyaç duyulmak olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Erkeklerin görmek, kadınların ise duymak istediği gerçeğini göz ardı etmeden birbirinize değer verdiğinizi gösterin, baş başa vakit geçirin, cinsel hayatınıza özen gösterin. Tüm çabanıza rağmen üstesinden gelemediğiniz bir sorununuz olduğunda da deneyimli bir evlilik terapistinden yardım almaktan çekinmeyin. Unutmayın ki evlilik terapisi sadece mutsuz ve çatışmalı çiftlere değil, mutlu bir yaşam için evliliklerine bakım yapılmasını ve yeniden eski heyecanlarına kavuşmayı isteyen çiftlere de kesinlikle yardımcı olacaktır.