Çift Terapisi
Bir ötekiyle yakın ilişki kurmak ve sürdürebilmek insanın psikososyal gelişim sürecinin bir parçasıdır. Bu yakınlık sadece cinsel anlamda değil, yaşamı birlikte paylaşma ve farklı yönlerini karşılıklı olarak planlama anlamındadır. Yani, insanoğlu anne rahminde biyolojik eşle başladığı yolculuğunu sosyal, ruhsal, cinsel eş ile tamamlama arzusundadır. Ancak bu istek ve ihtiyacını gerçekleştirme deneyiminde birçok problemle ve bazı krizlerle karşılaşabilmekte, bazen de sağlıklı ilişki kuramamaktadır. İşte tam da bu noktada devreye giren çift terapisi, çiftlerin, ilişkilerini daha doyum verici hale getirmek, ilişkide ortaya çıkan çatışma, iletişim sorunları, cinsel, duygusal, entellektüel uyumsuzluk ve sorunları çözmek için gerçekleştirilen bir psikoterapi yöntemidir. Amaç, çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi, cinsel sorunların üstesinden gelinmesi ve bireylerle birlikte ilişkinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Eğer çiftler, kendisinin ve eşinin gereksinimlerinin eşit derece önemli olduğunu düşünüyorlar, ilişkilerin çatışmasız olmayacağını, sağlıklı ilişki için her ikisinin de çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyorlarsa bu ilişki sağlıklı bir ilişki örneğidir. Eğer eşlerden biri, kendi ihtiyaçlarının daha önemli olduğunu düşünüyor ve çatışmasız bir ilişki arayışında ise bu ilişki sağlıksızdır.
TERAPİ İLKELERİ
Çift terapisine; iletişim problemleri, çocuk merkezli problemler, çözülmeyen çatışmalar, boşanma fikri, sadakatsizlik, geniş ailenin müdahalesi, cinsel problemler, şiddet ve alkol problemleri gibi nedenlerle başvuran çiftler genellikle terapi sürecinde hızlı bir değişim ve somut, anlaşılır, uygulanabilir çözüm yolları sunulmasını beklerler. Ancak eşler arasında varolan olumsuz döngülerin nedenlerinin kavranması ve karşılanmamış duygusal ihtiyaçların anlaşılması için çiftin birlikte sabırlı ve gayretli bir şekilde çabalaması gerekecektir. Benim de sıklıkla uyguladığım Bilişsel Davranışçı Çift Terapisi (BDÇT), çiftlerin temel inançlarının, şemalarının ortaya çıkma şekline odaklanır. Şemalar genellikle, çiftlerin çatışmalarının, anlaşmazlıklarının tam kalbinde yer alırlar ki bu şemalar, yaşanılan deneyimlerden çıkarılmış kişinin algısını, tepkisini yöneten örüntülerdir. Çiftlerin düşüncelerine, algılarına ve bunların duyguları üzerindeki etkisine odaklanmak BDÇT’nin temel odak noktası olup çiftlerin hatalı şemalarına müdahale edip, onlara kendilerine yararlı olacak şekilde nasıl düşünebileceklerini öğretir. Kendilerine yararlı olacak şekilde nasıl düşünecekleri öğretilip, işlevsel olmayan şemalarında değişiklikler yapıldıktan sonra çiftlerin davranışsal yönlerine ağırlık verilir. Ayrıca çift terapisinde problem çözme teknikleri de terapinin temel ve önemli bileşenidir. Çiftin problem çözme becerilerini geliştirmek güncel problemin çözümü için onları bir arada tuttuğu gibi, gelecek ilişkilerinde de olumlu ilerlemeye neden olmaktadır. Bu noktada ev ödevlerinin terapi süreci içinde önemi ve işlevinden bahsedilerek, çiftlerin evde uygulayacakları ödevlere katılımları sağlanmalıdır. Bu durum motivasyonu artıracağı gibi eşlerin terapiye katılımlarını da olumlu etkileyecektir. Tüm çiftlerin sevgi ve sağlıcakla kalmalarını diliyor, üstesinden gelemedikleri sorunları için ise deneyimli bir terapistten yardım almaktan çekinmemelerini tavsiye ediyorum.