Evlilik Uyumu ve Doyumu
“Evlilik iki şeye bağlıdır, birincisi doğru insanı bulmaya, ikincisi doğru insan olmaya” der Mevlana ve ekler “küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.”
Yapıldığı zaman, evlere bereket, insanlara mutluluk ve keyif verdiğine inanılan, daha küçük bir çocukken bile evcilik oynayarak evli rolü yaptığımız evlilik, iki insanın, hastalıkta sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, ölüm onları ayırana dek el ele, gönül gönüle tüm zorlukları aşacaklarına inandıkları bir hayat ortaklığıdır. Kendini bir ötekine adamaya söz verilen bu hayat ortaklığının elbette fiziksel, psikolojik ve toplumsal olarak bir takım gereklilikleri de olacaktır.
Fiziksel nedenler arasında üremek, cinsel güdüyü tatmin etmek ve cinsel ilişkileri düzenleyerek çiftler arasındaki bağlılığı koruyabilmek, psikolojik nedenlerde sevgi ihtiyacını karşılamak, toplumsal nedenler arasında ise destek, kabul edilme, güvenme, korunduğunu hissetmek gibi gereksinimler ön sıraya çıkmaktadır. Bu nedenle her iki bireyin de ilişkiyi sürdürebilme kapasiteleri oldukça önemlidir. İşte kadın ve erkeğin birlikteliğinin uyum içinde devam etmesi bu ihtiyaçların giderilmesine bağlıdır. O zaman uyumlu evlilik, çiftlerin birbirleriyle iletişim kurabildiği, birbirini anlayabildiği, evlilik birliğinin önemli kısımlarında zıtlıkların olmadığı, sorunların çiftin her ikisini de memnun edecek biçimde çözüme kavuşturulduğu evlilik şeklidir diyebiliriz. Bir başka açıdan ise evlilik uyumunu, bir evliliğin getirdiği zorunlu ve gönüllü niteliklerin sağlıklı bir şekilde yaşanması olarak da tanımlayabiliriz. Zorunlu nitelikler; her evlilikte var olan gelenek, görenek ve yasalara bağlı zorunluluklardır.
Eşlerin uyumlu olabilmesi için ise eşler arasında etkili bir iletişimin kurulması, ortak değer ve amaçlara sahip olmaları, kararları ortak verebilmeleri, akrabalarıyla olan ilişkilerinde, boş zaman etkinliklerinde ve gelir idaresi konularında anlaşma içinde olmaları gerekmektedir. Ayrıca duygularını paylaşmaları, empatik anlayış sergilemeleri, bireysel farkları kabul etmeleri, ilgi ve sevgi duygusunu birbirlerine iletebilmeleri de gerekmektedir. Yani kısaca evlilik uyumu için en yalın haliyle bireylerin evlilik hayatındaki başarısı ve işlevselliğidir diyebiliriz. Bununla birlikte eşlerin birbirini tamamlayıcı rol oynadığı ve eşler arasındaki sorumluluk paylaşımının belirlendiği “geleneksel” ve de arkadaşlık ihtiyaçları ile ortak kararların daha ağır bastığı “çağdaş” evlilik olmak üzere iki ayrı modelden bahsedilebilmektedir.
ÇOCUK SAYISI ARTTIKÇA EVLİLİK DOYUMU DÜŞMEKTEDİR!
Sağlıklı bir evlilik yaşantısının oluşturulması ve evlilik ilişkisinin sürmesi ile ilgili en önemli unsurlardan birinin evlilik uyumu olduğunu belirttim. Eşler arasındaki ilişkinin uyumu, kalitesi, ilişkiden edindikleri mutluluk ve bu yaşantıların oluşturduğu ahenkli denge ise evlilik doyumudur. Evlilik uyumuna bakarken bireylerin kişisel memnuniyetlerini değil aralarındaki “ilişkinin niteliğini”, evlilik doyumunda ise “çiftlerin evlilik ilişkilerinde her anlamda hissettikleri öznel mutluluk ve hoşnutluk duyguları” değerlendirilmektedir. Evlilik süreçlerini uyumsuz olarak tanımlayan eşlerin, bağlılık ve evlilik doyum düzeyi daha düşüktür. Çocuk sayısı arttıkça da evlilik doyumu düşmektedir. Olumsuz evlilik modellerinin nesiller arası aktarımı ise toplumun yapısını ve gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir.
İLİŞKİLERİ YOLUNA KOYMAK…
Oysa ilişkileri yoluna koymak aslında şaşırtıcı bir şekilde kolaydır. Mutlu ilişkileri sürdürmeyi başaran çiftler, günlük hayatlarında, birbirleri hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerinin olumlu olanları etkilemesine izin vermeyen çiftlerdir. Bu çiftler, aynı zamanda birbirlerinin umutlarını ve isteklerini destekleyen birlikteliklerini ortak bir amaç üzerine beraberce inşa edebilen çiftlerdir. Bununla birlikte küçük yaşlarda evlenmek, evlilik uyumunu olumsuz yönde etkilemektedir. Kişilik özellikleri de evlilik doyumu için yüksek oranda belirleyici faktördür. İlişkilerin gerçekten mutlu ve uyumlu bir şekilde yürümesi için 4 alana odaklanmak gerekir;
- Arkadaşlık ve yakınlık kurabilmek,
- Tartışmaları yapıcı bir biçimde yaşamak,
- Birlikte bir “ortak anlam” ve “amaç” geliştirebilmek,
- Birbirinin yaşam hayallerine inanmak, kendi isteklerini feda etmeden diğerinin umutlarını destekleyerek onlarla gurur duymak.
Bu arada evlilik süresi ile evlilik doyumu arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmalara göre evlilik doyumu, zaman içerisinde ‘U’ şekli çizmektedir. Yani evliliğin en başında yüksek olan evlilik doyumu düşüşe, ardından tekrar yükselişe geçmektedir.
Sonuç olarak demem o ki iki insanı bir arada tutan, yıllar geçtikçe birbirleri için verdikleri emektir. Evliliklerde asıl başarı da aranan niteliklere sahip insan bulmaktan çok aranan niteliklere sahip insan olmaktır. Sevgi ve sağlıcakla kalın…