Etiket - terapider

Cinsel Şiddet Ve Tecavüz Vahşettir, Sapkınlıktır!

Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini tamamlamamış, henüz 18 yaşını doldurmayan kişiler; çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmayan, ihmal veya istismara açık bireyler sayılmakta ve bu bireyler ‘korunma ihtiyacı olan çocuklar’ olarak nitelendirilmektedirler. Bu bağlamda çocuktan en az 5 yaş büyük bir bireyin, kendi cinsel tatmini için, çocuğa yönelik her türlü cinsel içerikli davranışının cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Psikoterapist Uz. Dr. Taner CANATAR; ''Çocuklara yönelik her türlü cinsel istismar aile ve toplum için...

Çocuklarınızın Sınav Başarısını Değil Çabasını Övün!

İsmi, zamanı, içeriği değişse de üniversite sınavının gençlerin geleceğini belirlediği doğrudur. Bu nedenle de  öğrenciler ve ailelerin tamamına yakını sınava ait hiç bir kaygı yaşamak istemezler. Oysa her kaygı sağlıksız değildir. Sınav kaygısının sınavın en büyük parçası olduğunu ve bir yere kadar kişiyi motive ettiğini belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Psikoterapist Uz. Dr. Taner CANATAR; ''Her öğrenci bir miktar kaygı duymalı ve sınava pozitif yansımasını sağlamalıdır fakat bunun adeta 'olmak ya da olmamak' meselesi şeklinde algılanması...

Evlilik Korkusundaki Artış Toplumsal Huzuru Tehdit Ediyor!

Zihinsel ve ruhsal bir yolculuk olan evlilik, yetişkin iki kişinin törel ve yasal bağlara uyarak kurdukları hayatın paylaşımına yönelik birlikteliktir. Bu birlikteliğin  de toplumsal hayatın en temel parçası olan aileyi meydana getirdiğini belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner CANATAR; “Evlilik bağı ile oluşan aile, insan ilişkilerinin en yakın ve en yoğun olduğu, bu nedenle de bir çok biyolojik, psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlara cevap veren temel bir sosyal yapıdır. Yani sevme, sevilme, sevgiyi paylaşma,  seks...

Cinsel Mitlerden Kurtulmak Şart…

Toplumumuzda var olan cinsellikle ilgili yanlış, abartılı ve gerçek dışı inanışların, cinsel sorunların oluşumunda ve sürmesindeki rolü bugün kesin olarak bilinmektedir. İşte cinsellikle ilgili doğru olmayan, gerçeği yansıtmayan, bilimsel temeli olmayan ancak kulaktan kulağa yıllar boyu yayılmış ve artık herkes tarafından kabul edilir hale gelmiş, doğru bildiğimiz yanlış inanışlara "cinsel mit" adını vermekteyiz. Bunlara cinsellikle ilgili uydurmalar, hurafeler veya kurmacalar da diyebiliriz. Bu mitler; aşırı kaygı, suçluluk duyguları, gerçekçi olmayan beklentiler ya da başaramama korkusu gibi nedenlerle cinsel işlev bozukluklarının...