Vajinismus: “Neden Biz?”
Cinsel organlar denildiğinde akla genellikle penis ve vajina gelir. Oysaki en önemli cinsel organımız beyindir, çünkü cinsellikten alınan haz tamamen duygularımız ve düşüncelerimizle bağlantılıdır. Eğer kişinin cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri varsa cinsel ilişkiden haz alması da zordur. Bütün cinsel işlev bozukluklarının temelinde cinsellikle ilgili bu olumsuz duygu ve düşünceler yattığı gibi yaklaşık her 10 kadından birinde görülen vajinismusta da en sık sebep psikolojik kaygılardır.
Bir kaçınma ve erteleme sorunu olan vajinismus, fiziksel bir engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi, verememesi olarak ifade edilebilir. Vajinismuslu kadınlar için cinsel birleşme her zaman ağrıyı çağrıştırır. Bu ağrı, ilk deneyimde yaşadığı gerçek bir ağrı olabileceği gibi daha önce yaşamadığı hayali bir ağrı algısı da olabilir. Bir yandan cinsel ilişkiden korkar ve kaçınırken bir yandan da bunu yapamadığı için huzursuzdur. Hiç bir şeyden zevk almaz, depresif bir ruh hali içindedir, kendisini başarısız ve işe yaramaz hisseder, eşini mutsuz ettiğini ve ona haksızlık ettiğini düşünür. Erkek ise eşinin onu istemediğini düşünebilir, çevrelerindeki herkesin başardığı bir şeyi başaramıyor olmaktan dolayı mutsuz olur ve hırçınlaşır. Cinsel hayatın penis-vajina birlikteliğini içermemesi ve cinsellikten alınan keyfin giderek azalması çiftin ruh sağlığını bozabilir, günlük hayatını ve tüm ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye “biz nasıl giremiyoruz veya neden biz?” şeklindeki suçluluk, eksiklik hissi, utanç duyma, kendinden nefret etme, hayal kırıklığı, bunaltı, sıkıntı, umutsuzluk, çaresizlik, gibi durumlar da sıklıkla ortaya çıkabilir. Sıkıntı içine düşen çift kendilerine ve birbirlerine güvenlerini yitirebilir. Oysaki iki taraf da birbirini gerçekten anlar ve destek olursa sorunlar çözülür.
VAJİNİSMUSTA MUCİZE ÇÖZÜM YOKTUR!
Vajinismus, kadının sorunu gibi görünse de, aslında çiftin ortak sorunudur. Başlangıçta sorun genellikle ya görmezden gelinmekte ya da kendiliğinden düzeleceği düşünülerek sürekli ertelenmektedir. Tedaviye başvurma kararı verildiğinde ise çift, sihirli bir değneğin kendilerine dokunmasını ve hayatlarına sorunsuz olarak devam etmeyi arzu etmektedirler. Bu nedenle de hızlı ve mucize tedavilerde umut aranmaktadır. Deneyip de başarısızlıkla sonuçlanan her tedavi girişimi, çiftin hem paralarının, hem enerjilerinin hem de umutlarının tükenmesine neden olmaktadır. Vajinismusda çok sayıda hatalı ve yanlış tedavi uygulandığına tanık olmaktayız. Özellikle tek seansta çiftin muayenehanede cinsel ilişkiye sokulması, kızlık zarının ameliyatla alınması, genel anestezi altında cinsel birleşmenin yapılması, vajinaya botoks uygulanması, ilişki öncesinde alkol ve uyku hapı gibi maddelerin kullanılması, vajinaya buhar tutulması, sıcak suya oturmak ve kas gevşetici ilaçların kullanılması, lokal anestezi kremlerinin ilişki öncesinde vajinaya uygulanması gibi geçersiz ve işe yaramayan çözümler hem çiftlerin umutlarını kırmakta hem de sağlıklarına zarar vermektedir. Oysaki vajinismusda çift fiziksel, duygusal ve zihinsel bir tedaviye gereksinim duyar. Günümüzde uygulanan ilk seçenek tedavi yöntemi ise VAJİNİSMUSA ÖZGÜ CİNSEL TERAPİDİR. Sorunun neden kaynaklandığı, geçmiş yaşam ve aile öyküleri, cinsel geçmiş, olumsuz travmatik yaşantılar, bireysel ve eşle ilgili özellikler açısından hiç kimse birbirine benzemez. Bu durumda herkese de standart bir tedavi uygulanamayacağından HER ÇİFTİN TEDAVİSİ KENDİLERİNE ÖZGÜDÜR.
Sonuç olarak vajinismus şikâyeti ile bize başvuran bu çiftler, aslına bakacak olursanız, yeni evlenen çiftler içerisinde en şanslı grubu oluşturmaktadır. Cinsel terapi sürecinden geçmiş çiftler üzerinde yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor ki böyle bir yeniden yapılanma sürecinden geçen çiftlerin evlilikleri, iletişim boyutları ve cinsel yaşamları daha olumlu seyretmektedir. Bu çiftler, gerçek cinsel mutluluğu daha çabuk yakalamakta ve biz olmayı daha iyi başarmaktalar. Başlangıçta zor gibi görünen yol, içine girildiğinde en kolay ve en keyif veren yol halini alabilmektedir.