TERAPİDER, “Yaz Tatilini İşlevsel Geçirmenin Yolları”nı Açıkladı…
Bir eğitim öğretim yılı daha geride kaldı ve yaklaşık 18 milyon öğrenci karne alarak yaz tatiline girdi. Karneyi TÜM hayattaki başarıların bir yansıması olarak görmenin ve başarısızlıklara BÜYÜK anlamlar yüklemenin hatalı davranış ve tutumlara yol açacağını belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER), yaz tatilinin, öğrenciler için hem keyif aldıkları aktiviteler yapmalarına hem de anne babalarıyla daha fazla kaliteli vakit geçirmelerine olanak sağlaması gerektiğini açıkladı.
Karne notu ne olursa olsun bir eğitim yılının bitmesinin her öğrenci için tatilin başlaması anlamına geldiğini ve çocukların, dinlenmeye, oynamaya, enerji toplamaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan TERAPİDER Genel Başkanı Psikoterapist Uzm. Dr. Taner CANATAR; “Tatil, öğrenciler açısından keyif ve heyecan demek, hoplayıp zıplamak, eğlenmek, televizyon izlemek, internete girmek, geç saatlerde uyumak demek. Ebeveynler açısından ise hem kendilerini hem de çocuklarını değerlendirebilmek, bir başarısızlık söz konusuysa çözüm yolları aramak, bir yıl boyunca yaşanan yoğunluktan kaynaklanan yorgunluğun ve stresin atılmasını sağlamak, dinlenmek ve yeni bir yılı karşılamaya hazır hale gelmek olmalıdır. Elbette bu tatil, birlikte geçirilecek vakitler ve ortak uğraşlar yaratmak bakımından da son derece uygun bir fırsattır.” dedi.
Uzun yaz tatilinde hem çocuklar hem de ebeveynler için zaman yönetiminde sorunlar yaşanmaması ve tatilin mümkün olduğu kadar verimli geçirilebilmesi için önerilerde bulunan TERAPİDER Üyesi Uzm. Klinik Psikolog Göksu TELMAÇ da açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Tatil sürecini üç bölüme ayırabiliriz. Birinci bölüm, yorucu eğitim döneminde, ödevlerden, evden uzak kalmaktan yorulmuş çocuğun balayı ve tatil coşkusu dönemidir. Yaklaşık iki üç hafta süren bu dönemde çocuklar dersten, ödevden, yoğun planlardan uzak kalıp hiçbir şey yapmamanın keyfini çıkarmak isterler. Yaşlarına göre talepleri değişir ve kimi zaman oyuncaklarıyla, arkadaşlarıyla, uykuyla, televizyonla, ailesiyle plansız ve zamansız kalmak ister. İkinci bölümde ise artık yeni bir şeyler yapmak istemeye başlar. Spor, tatil, yolculuk, kurs vs. için daha doğru zaman bu süreçtir. Nitelikli aktivitelere daha açıktır ve keyifle düzenlenen bir programa uyabilecektir. Üçüncü bölüm artık ebeveynin de çocuğun da tatilden sıkılıp rutinini özlediği dönemdir ve genelde tatilin son haftalarına denk düşer. Özelikle çalışan anne ve babaların en zorlandığı dilimdir. Bu bakış açısı ile tatil sürecinde ebeveynlerin kaçınması gereken davranışlar ise çocuğa sürekli ders ve kitap okumanın hatırlatılması, dayatılması, boş ve keyfi zamanlar geçirmesine izin verilmemesi, sıkılmasına ve bu duygu durumdan kurtulmanın yollarını aramasına fırsat verilmemesi, istemediği aktivitelere zorlanması ve çocuğun tek isteği olabilecek teknolojik alet ve ekran kullanımının sınırsız biçimde hoş görülmesidir. Tatilin daha işlevsel geçmesi adına da çocuğun ilk haftalarında keyif yapmasına izin verilmesi, tatil planlamasının önceden organize edilmesi, ilk haftalardan sonra çocuğun da onayladığı günlük planların yapılması, bu zaman diliminde çocuğun ev içinde ve yaşamda sergilediği tablonun ebeveyn tarafından yapıcı biçimde değerlendirilmesi, ebeveynin bir yaş daha büyüyen çocuğunun yaşamındaki yerini ve rolünü değerlendirmesi, çocuğa yaşamsal keşif ve becerilerini zenginleştirebileceği uyaranların verilmesi oldukça önemli olacaktır.”
TERAPİDER olarak bizler de tüm öğrencilere ve ebeveynlerine keyifli, huzurlu, verimli, dolu dolu bir yaz tatili diliyoruz.