Sağlıksız Aileler Toplumu Tehdit Ediyor!
Son zamanlarda hem aile içi sorunlarla ilgili başvuruların artması hem de basında oldukça fazla yer bulması, tüm dikkatleri yeniden toplumun temel taşı olan aile yapısı üzerine çekti. Aile içinde kullanılan etkili iletişimin, aile bağlarını güçlendirdiği ve ailenin daha sağlıklı süreçlerle devamını sağladığı bilinmektedir. Aile içi iletişimin güçlü olduğu ailelerde sorunların büyümeden kendiliğinden çözülebileceğini ifade eden Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Aile ve Evlilik Terapisti Uz.Dr. Taner Canatar; ” Etkili bir iletişim, aile üyelerinin karşılıklı olarak birbirlerinin düşüncelerini ve duygularını anlamalarını sağlar; işbirliği, yardımlaşma ve paylaşımı arttırarak çocukların gelişmesi için uygun bir ortam oluşmasına neden olur. Bu tür ailelerde yetişen çocuklar, daha özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirirler, düşünceleri ile duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığını kazanırlar. Aile içi iletişimin sağlıklı olması, aile bireylerini bir arada tutar ve karşılaşılan en zor sorunlara bile çözüm bulabilmelerini sağlar. Etkili bir iletişimin oluşturulamadığı, iletişim engellerinin yer aldığı bir ortamda ise çocukların sağlıklı gelişimleri mümkün değildir. Bu durumda çocuklar, özgürce düşünemeyen, düşünce ve duygularını açıkça dile getiremeyen bağımlı birer birey olurlar, gelecek yaşantılarında da çeşitli sorunlarla karşılaşırlar. Açık ve dürüst bir iletişimi sağlayamayan ailelerde kısa vadede problem çözümlerinde başarısızlık, zayıf duygusal bağ ve samimiyet eksikliği oluşurken; uzun vadede aile üyelerinin ayrı yaşaması, ebeveynlerin boşanması, çocuklarda artan uyum ve davranış problemleri ortaya çıkabilir. Son yıllarda bu yapıdaki aileleri çokça görmeye başladık. Artık aile bireyleri, teknolojinin ilerlemesi ve yaşam koşullarının zorlaşmasıyla bir evin içerisinde çoğu zaman birbirlerine yabancı bir şekilde yaşamaya başladılar; konuşmalar tamamıyla yüzeyselleşti, sohbetler “ne yedin, ne yaptın?” gibi soruların ötesine gidemez oldu, toplumsal roller ve sorumluluklar unutuldu. Bir evin içerisinde kan bağı ile birbirine bağlı ancak ortak amaçları olmayan ve birbirinden uzaklaşmış bireylerin sayısının artması, önce o bireylerin kendilerine, sonra ailelerine ve en sonunda da toplumsal yabancılaşmaya neden oldu. Bu çocuklar büyüyüp ileride kendi ailelerini kurduklarında, isteseler de istemeseler de ilk model aldıkları aile yapısını kendi ailelerine yansıtırlar. Sağlıksız ve mutsuz aileler, sağlıksız ve mutsuz çocuklar yetiştirir. Unutmayınız ki toplumun temeli ailedir, mutlu ailelerin temeli ise etkin ve sağlıklı aile içi iletişimdir. Yani aile içi iletişim, sağlıklı ve mutlu aileler için temeldir.” dedi.
TERAPİDER Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Sabri Titi ise açıklamasında; “Etkili iletişimin temelinde bireyin kendisini tanıması, kendi değerlerinin ve tutumlarının farkında olması, kendine güven duyması yatar. İyi bir iletişim için etkin dinleme, tepki verme, olumlu yaklaşım ve ben dili kavramları önem taşımaktadır. Ayrıca iletişim sadece konuşmak değildir; aynı zamanda; neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmek, akıcı bir dille ve karşıdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmek, dikkati yoğunlaştırabilmek ve karşıdaki kişinin verilen mesajı anlayıp anlamadığını kontrol edebilmektir. Dil ile bedenin uyumlu olmasının yanında karşıdaki kişinin ihtiyaç ve gereksinimlerinin farkında olmak, akıl okumamak, konuşmak kadar dinlemeyi de bilmek çok önemlidir. Aile üyeleri uzun zamandan ziyade bir arada kaliteli zaman geçirmelidir. Her bireyin sevgi, güven ve saygı çerçevesinde kendine ait alanları olduğu unutulmamalıdır. Tüm bu noktalar önemsendiğinde aile içinde sağlıklı ve etkin iletişim yolları açık olacaktır. Etkin iletişimi kullanan ailelerin çocukları da, sadece kendi aile bireylerine değil toplumun her ferdine saygı ile yaklaşabilecek, her ferde değer verecektir. Tüm bunların sonucunda da önce aile değerleri sonra da toplumsal değerler korunabilecektir. ” dedi.