TERAPİDER: “Kadın, Uygarlık ve Çağdaşlık demektir!”
Kadın hakları açısından sosyal, ekonomik, siyasi başarılarının kutlanmasına ve cinsiyet eşitliği bilincinin geliştirilmesine adanan ‘Dünya Kadınlar Günü’ ya da ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’, her yıl 8 Mart’ta kutlanan uluslararası bir gündür. Türkiye’de ise ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmış olup 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygınlaşmıştır. Kadın hakları, her ne kadar gelişmiş ülkelerde oldukça ilerleme göstermiş olsa da ülkemizde geldiğimiz noktanın hala hedeflenen düzeylerden oldukça uzak olduğunu belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uzm.Dr. Taner CANATAR, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada; “Ülkemiz, kadınların eğitim düzeyi, sosyal hayata, çalışma yaşamına ve siyasi alana aktif katılımı, kadın sağlığı konusundaki göstergeler, çocuk yaşta evlilikler, kadın cinayetleri açısından değerlendirildiğinde, gösterilen tüm çabalara ve ilerlemelere rağmen hala olmasını arzu ettiğimiz noktadan çok uzaktır. 21. yüzyılın Türkiye’sinde hala töre veya namus cinayeti, aile içi şiddet, kadınlarımızın hor görülmesi, dövülmesi, kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi, cinsel istismara maruz kalması gibi asla kabul edilemez ve hoş görülemez olaylar yaşanmakta, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddet sanki bir şekilde normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Böyle devam ettiği sürece sadece kadınları değil, onlarla birlikte yetiştirdikleri çocukları ve dolayısıyla aileleri, en nihayetinde de tüm toplumu sağlıksız bir gelecek bekliyor olacaktır. Oysa ki geleceğin mimarları olacak çocukların ve ergenlerin, sağlıklı yetişkinler olabilmeleri ve sağlıklı nesiller yetiştirebilmeleri ancak anne-babaların onlara model olabilecek nitelikte olumlu tutum ve davranışlar sergilemeleriyle mümkün olabilir. Bu özel günün amacı sadece kadınları kutlamak ve övgüler yağdırmak olmamalı; kadın hakları, cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizliği, çocuk gelinler, kadına şiddet gibi konuları da gündeme getirerek tartışabilmeliyiz.” dedi.
Bugün yeryüzünde her üç kadından birinin, ülkemizde de hemen hemen yarıya yakınının ekonomik, sosyal, psikolojik, fiziksel şiddet ve tacizlere maruz kalmaya devam ettiğini ifade eden TERAPİDER Genel Başkan Yardımcısı Öğr.Gör. Uz.Dr. Aydan AKSÖYEK ise açıklamasında; “Halen kendi bedenini tanımaktan uzak, sorunlarıyla başa çıkabilmekten korkan ve hurafelere, tabulara inanmayı daha kolay gören insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşamaktayız. Şiddete maruz kalan kadınlarda pek çok ruhsal ve bedensel hastalık zamanla ortaya çıkmakta ve aile hayatımızın temel direği olan kadınlarımız mutsuz bir nesil yetiştirmek zorunda bırakılmaktadır. Bu nedenle kadınlara uygulanan şiddet, toplum ruh sağlığını da tehdit etmektedir. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet bir insan hakları ihlalidir. Tüm bu sorunların kaynağında da hemen her olumsuzlukta olduğu gibi eğitimsizlik yatıyor. Kadına şiddet başta olmak üzere, toplumdaki birçok sorunun kaynağı olan hurafelerle ve yanlış inançlarla mücadelenin en etkin yolu eğitimdir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bu sorunların arka planında bulunan sosyal, kültürel, ekonomik birçok unsur tartışılmalı ve kalıcı çözümler aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki kadın, uygarlık ve çağdaşlık demektir.” dedi.
TERAPİDER Terapistleri olarak bizler de kadınların hak ve özgürlüklerini, kısıtlama ve baskı olmaksızın kullanabilmelerinin şart olduğunu, kadınların toplumsal statülerinin güçlendirilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyor; yaşamın her alanında başarıyla yer almış, doğumdan ölüme kadar hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz değerli kadınlarımızın ‘kadınlar gününü’ kutluyoruz…