Çocuk Gelin Değil, Cinsel İstismar!
Altı yaşındayken evlendirilerek yıllarca cinsel istismara uğrayan mağdur çocuk gelin (!) haberi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Ülkemizin de taraf olduğu ‘Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, 18 yaşını doldurmamış olan herkesin çocuk olduğunu bir kez daha vurgulayan Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER), konu ile ilgili yayınladığı basın bülteninde şu ifadelere yer verdi; “Genel uluslararası ölçekteki belgelere ve Çocuk Koruma Kanununa göre 18 yaşını doldurmayan kişiler, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini tamamlamamış, çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmayan, ihmal veya istismara açık bireyler sayılmakta ve bu bireyler “korunma ihtiyacı olan çocuklar” olarak nitelendirilmektedirler. Bu nedenle on sekiz yaşının altında yapılan her evliliğe “çocuk evliliği”, evlenen kız çocuğuna ise maalesef “çocuk gelin” denilmektedir.
Aslında doğru tanım olan cinsel istismar, bir çocuğun tam olarak anlamadığı, yeterli bilgi veya gelişim düzeyine sahip olmadığı için rıza veremeyeceği ya da kanunlara, toplumun sosyal tabularına uymayan cinsel bir aktivite içerisinde yer almasıdır. Çocuktan en az 6 yaş büyük bir bireyin, kendi cinsel tatmini için, çocuğa yönelik her türlü cinsel içerikli davranışı, cinsel istismar olarak değerlendirilir. Aile içinde çocuğa yönelebilecek her türlü cinsel istismar davranışı “ensest”, aile dışından ya da tanınmayan kişiler tarafından gerçekleştirilen bu tür eylemler ise “pedofili (sübyancılık)” olarak tanımlanmakta ve günümüz psikiyatri sınıflandırma sistemlerine göre ‘parafili’ yani ‘cinsel sapkınlık’ olarak kabul edilmektedir. TERAPİDER olarak ısrarla vurgulamaktayız ki aynı cümle içinde dahi geçmemesi gereken ‘çocuk gelin’ kavramının karşılık bulmaması için çocuk yaştaki evliliklere ve çocuklara şehvet duyulabileceği fikrini normalleştirme çabalarına derhal son verilmeli, 18 yaş altındaki evlilikler yasalarla kesin bir şekilde engellenmelidir. Yasalar önünde çocuklara cinsel istismar, en ağır şekilde cezalandırılması gereken bir suç olarak kabul edilmeli, özellikle kız çocukları eğitime dahil edilmeli ve meslek edinme imkanları arttırılmalı, çocuklar ekonomik bir yük olarak değil toplumun değerli bireyleri olarak görülmeli, sosyal eşitsizlikler en aza indirilmeli, cinsel eğitim yasal olarak şart olmalı, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında toplum hızla bilinçlendirilmelidir.”
Kamuoyuna saygılarımızla…