Cinsel İsteksiz Erkek
Nasıl ki insanların farklı kişilikleri ve özellikleri var ise cinsel arzu ve davranışları da aynı değildir. Buna bağlı olarak da cinsel yaşam, her çiftte farklı bir sıklık ve seyir gösterebilir. Bu nedenle cinsel isteği değerlendirirken kültürel, sosyal, dini, psikolojik, bedensel bütün etkenler gözden geçirilmelidir.
Cinsel arzu içgüdüsel bir dürtüdür, yani irade dışıdır. Azalmış cinsel istek ise yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır. Kısaca yeterli cinsel uyarının varlığına rağmen cinsel aktivitenin azlığı veya yokluğu, “cinsel soğukluk” olarak tanımlanmaktadır. Nedeni çoğunlukla psikolojikdir. Her kişide dönem dönem bu tür cinsel sorunlar olabilir, ancak normal olmayan cinsel isteğin uzun süreli olmaması durumudur. Yalnız bedensel ve psikolojik sağlığın değil, kişilerin yaş, meslek, kültür düzeylerinin, bilgi, beceri ve deneyimlerinin, korku, endişe ve üzüntülerinin, inançlarının, sosyal durumlarının ve duygularının da cinsel arzuyu etkilediğini unutmamak gerekiyor.
Cinsellikten uzun süreli uzak kalmalar, aşırı alkol kullanımı, geçirilen ağır hastalık halleri, tiroid bezinin az veya çok çalışması, şeker hastalığı, hipertansiyon, cinsel hormonların azlığı, menopoz, loğusalık ile emzirme dönemleri ve ilaçlar, cinsel isteksizliğe yol açabilen faktörlerin en önemlileridir. Ayrıca aile içi şiddet, cinsel travmalar, sevilen birinin kaybı, ev ya da şehir değiştirme gibi sosyal etkenler, depresyon, ağır stres gibi psikolojik faktörler de cinsel isteksizliğe yol açabilir. Aynı şekilde cinsel isteksizliği olan erkeklerde de sertleşme ve boşalma bozuklukları görülebilir. İsteksizliği olan erkek sevişme sırasında konsantrasyonunu daha sık ve çabuk yitireceğinden sertleşme kaybı yaşayabilir ya da erken boşalabilir. Sonrasında ise tavuk yumurta misali kısır bir döngü içinde isteksizlik, erken boşalma ve iktidarsızlık sürekli birbirini tetikleyecektir.
Bunların dışında cinsel fobiler ya da kaçınmalar, gebelik ya da çocuk sahibi olma korkusu, bir başkasına yakınlaşma ve bağlanma ile ilgili sorunlar, cinsel eşin cinsel becerisinin yetersiz oluşu, yaşla ya da çekicilikle ilgili kaygılar, beden imajına yönelik algının olumsuz yönde bozulması, evlilik çatışmaları, yakın kaybı ya da ekonomik güçlükler gibi stresli yaşam olayları de cinsel isteksizliğe sıklıkla neden olan sorunlardır. Ülkemiz için önemli bir başka neden ise cinselliğin günah ve ayıp olduğu yönündeki katı dini ve ahlaki inançlardır.
Cinsel istek sadece hormonlara bağlı değildir. Duygusal durumunuz, yorgunluk seviyeniz, eşinizle olan ilişki kaliteniz, stresli- öfkeli bir ruh hali, vakitsizlik, eşinizle birbirinize yeterince vakit ayıramamak, iş-aile sorunları ve daha pek çok faktör cinsel isteği azaltabilir. Bu nedenle cinsel isteksizliğin altında yatan nedenleri dikkatle incelemek ve çifte özel bir tedavi planı oluşturmak gerekiyor.
Cinsel isteksizlik tedavisinde temel yaklaşım, kişide cinsel isteği azaltan etkenlerin bulunup ortadan kaldırılması ve kişinin cinsel arzuları ile uyumlu bir cinsel yaşam biçiminin sağlanmasıdır. Eğer neden herhangi bir hastalık, depresyon gibi psikiyatrik sorunlar ya da bir ilaç kullanımından kaynaklanıyorsa nedene yönelik bir tedavi stratejisi izlenir. Önemli olan çiftin cinselliği isteme sıklığının uyumudur. Yani kısaca önemli olan eşlerin cinsel istek sıklığının birbirine yakın olabilmesidir.
Sonuç olarak çiftler, sevildiklerini, değerli olduklarını ve arzulandıklarını birbirlerine hissettirmelidir. İster bedensel, organik, hormonal, ister ruhsal sebeplerle oluşsun cinsel isteksizlikde tedavi çoğu kez mümkün, önemli olan sorunu saklamamak ve çözüm için fazla geç kalmamak.