Evlilik Kararı Vazgeçilmeyecek Bir Seçim Olmalı…
Eskiden birbirine sıkı bağlarla bağlı çiftlerin, ilişkiyi iyi ve kötü günde bir ömür saygın bir kurum olarak devam ettirmesi anlamına gelen evliliğin günümüzde ‘gidebildiği yere kadar gitsin’ diye düşünülen bir duruma geldiğini belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner CANATAR; “Evliliklerde zaman içinde kadının da erkeğin de bir dizi değişimden geçmesi kaçınılmazdır. Her ikisinin de ihtiyaçları, istekleri, beklentileri değişir, farklılaşır. Bu değişim, eşler tarafından anlayışla karşılanıp kabullenilmez ve uyum sağlanamazsa aralarındaki iletişim bozulur; çatışmalar, tartışmalar, kavgalar ve hatta aldatmalar yaşanır. Sağlıklı ve mutlu bir evliliğin temeli sadakat ve iyi bir iletişimle atılırken evliliği bir arada tutan harcın malzemeleri de sevgi, saygı ve güvenden oluşur. Farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesi, acı deneyimlerin de yaşanabileceğinin ancak bunun yolun sonu olmadığının göz ardı edilmemesi sağlam bir ilişki ve evliliğin çok önemli noktalarıdır. Bir çeşit birlikte yaşam sözleşmesi anlamına gelen evliliklerde elbette zamanla heyecan ve tutku yavaş yavaş sönmeye, eşler arasındaki ilişki rutin bir şekilde yaşanmaya, eşler birbirlerinden sıkılmaya başlayabilir. Ancak çiftler, kendilerini bir araya getiren ve sımsıkı kenetleyen duygularını, çift olma nedenlerini yani çift olmayı, tutku ve şehvet dolu bir cinsel hayatın da birlikteliklerini besleyen çok önemli bir olgu olduğunu unutulmamalıdır.” dedi.
Evliliğin işlerden arta kalan zamanlarda idare edilebilecek bir kurum olmadığını vurgulayan Dr. CANATAR açıklamasında; ” Çiftler evlendikten sonra mutsuzluklarının, tartışmalarının ve anlaşmazlıklarının kaynağını genellikle evlilik kurumuna yüklüyorlar. Ancak evliliklerde aşkı ve sevgiyi öldüren asıl etken kişilerin kendileridir. Evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini iyi tanımamaları, evlilikle ilgili gerçekçi beklentiler oluşturmamaları, eşiyle etkili iletişim kurma yollarını ve ortaya çıkabilecek sorunlarla nasıl baş edileceklerini bilmemeleri mutsuzlukların en önemli nedenlerindendir. Halbuki mutlu ve sağlıklı bir evliliğin yolu, evlenmeden önce bu konuda eğitim almaktır. Huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısı için evlilik öncesi anne, baba ve eş eğitimleri şart olmalıdır çünkü mutlu bir evlilik kesinlikle şans değildir; çaba, emek, sabır, özveri, uzlaşma, anlaşma ve önemsemenin bir ürünüdür. Emir cümlesi kullanmayın, yargılayıcı ve suçlayıcı olmayın, rolleri paylaşın, iletişime ve karşılıklı anlayışa önem verin, birbirinizi kimseyle kıyaslamayın, cinsel hayatınızı renklendirin gibi evlilikte mutlu olmanın temel prensipleri vardır. Nasıl ki yaşadığımız evi yıpranmaktan, harap olmaktan korumak için sürekli bakım ve ilgi gerekirse evlilikleri de yıpranmaktan ve yıkılmaktan korumak için bakım ve onarım gerekir. Bu yüzden çiftler en azından son bir yıllarını gözden geçirip yaptıkları yanlışları tespit ettiklerinde, kendilerini değiştirmeye çalıştıklarında, yaptıkları yanlışların önüne geçip ve küçük önlemler alarak o güzel günleri geri getirmeye çalıştıklarında kaybettikleri mutluluğu tekrar geri kazanabiliyorlar.” dedi.