EN ÖNEMLİ CİNSEL ORGAN ‘BEYİN’DİR!
EN ÖNEMLİ CİNSEL ORGAN ‘BEYİN’DİR!
Kadına şiddet ve taciz haberlerinin ülke gündemini sarsmaya devam ettiği bu günlerde,
toplumun ruh sağlığını derinden etkileyen bu insanlık dışı eylemlerin, cinsel eğitim eksikliği ve
cinsel mitlerden (hurafe) köken aldığını belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği
(TERAPİDER), ‘cinsellik, aslında bizim insan olarak ne olduğumuzun ifadesidir’
açıklamasında bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Doğumdan ölüme dek süren
cinsellik, insan yaşamının doğal, normal ve vazgeçilemez bir parçası, beden ve ruh sağlığımızın
en temel olgusu ve de gerçek mutluluğu bulma yolculuğumuzda yaşamımızın amacını keşfetme
gücüdür. Cinsellik; bedensel, psikolojik ve sosyal koşullardan etkilenir, yalnızca bilinen cinsel
organları değil, tüm bedeni ve aklı içerir. Yani sanıldığının aksine en önemli cinsel organ
‘BEYİN’dir ve cinsellik, bizim insan olarak ne olduğumuzun en önemli göstergesidir.”
CİNSELLİK SEVGİNİN PAYLAŞILMASIDIR!
Cinsel sağlığın hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından hayati önemde olduğunu
belirten TERAPİDER Genel Başkanı Uzm. Dr. Taner CANATAR da konu ile ilgili yaptığı
açıklamada; “Yapılan çalışmalar açıkça ortaya koymaktadır ki cinsel sağlığın bozulması sadece
fiziksel sağlığın kesintiye uğraması ile sonuçlanmaz; gerek kadın gerekse erkekte halkalar
halinde ruhsal sağlığın, ardından aile sağlığının ve sosyal sağlığın da bozulması söz konusudur.
Bu bakımdan cinsel sorunlar, insanları en fazla mutsuz eden sağlık sorunlarının başında
gelmektedir. Toplum olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve
cinsel yönden kendisi ve çevresi ile barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. Buna
rağmen abartılı, korkutucu ve bilgisizce yaşamaya çalışma şeklindeki yanlış
inanışlar, cinselliğe ait algının sağlıksız olmasını sağlamaya devam ediyor. Unutmayalım ki
cinsel eğitim evde, ailede başlar. Öncelikle anne-babaların kendilerinin cinselliği doğal olarak
kabul etmeleri ve ev hayatı içerisinde çocuklarına da bunu yansıtmaları gerekir. Cinsellik,
sadece seks demek değildir, cinsellik sevginin paylaşılmasıdır, kişinin doğuştan getirdiği
cinsiyetine ait bütün özellikleridir ve insan kişiliğinin doğal ve ayrılmaz bir
parçasıdır. Cinselliğin sevgi dolu yönünün yansıtılması toplumun ruh sağlığını da olumlu yönde
etkileyecektir.” dedi.
PSİKOTERAPİ DESTEĞİ ŞART!
Cinsel suçların arttığı günümüzde, cinsellik konusunda ‘doğru bilgi’ edinme olanaklarının
sınırlı olduğunu vurgulayan Dr. CANATAR önemli noktalara dikkat çekti: “Cinsellik
konusunda ‘doğru bilgi’ edinme olanakları maalesef çok sınırlı iken, ‘yanlış bilgi’ içeren
mesajlar hemen her yerden, öykülerden, filmlerden, medyadan, pornografik ürünlerden, hatta
çeşitli alanlardaki profesyonel kişilerden sürekli olarak alınabilmektedir. Her yaştan ve her
kesimden insanı ekran başına kilitleyerek izlenme rekorları kıran diziler, tecavüz, taciz ve şiddet
sahneleriyle dolu. Pek çok dizide, çocukların cinsel istismar gördüğü, mağdurların intihar ettiği,
öldürüldüğü ya da tecavüzcüsüyle evlendirildiği olaylar normalmiş gibi gösteriliyor. Bir de
çocuk yaştaki evlilikleri normalleştirme çabaları göz önüne alınacak olursa durumun ciddiyeti
daha net anlaşılacaktır. Halbuki mağdurların psikolojik tedavi ve destekle yaşama
döndürülmesi çabasının işlenmiyor ve de suçluların cezalandırılarak taciz, tecavüz ve şiddetin
suç olduğu vurgusunun yapılmıyor olması toplum açısından büyük bir tehlike. Bu
travmaların tedavi yolları konusunda toplum bilinçlendirilmeli, tedaviside psikoterapi, aile ve
evlilik terapileri, cinsel terapi gibi psikolojik yardım alma seçenekleri de mutlaka
vurgulanmalıdır.”