Çocuklara Yönelik Şehvet Sapkınlıktır!
Henüz ergenlik döneminde olan kız çocuklarının süper kadın olarak nitelendirilmesi ve ilk çocuğu doğurmak için 12-17 yaş aralığının ideal bir yaş olduğunun iddia edilmesi, oldukça yoğun bir tepkiyi de beraberinde getirdi. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER), 18 yaşın altında yapılan her evliliğe çocuk evliliği, evlenen kız çocuğuna da maalesef çocuk gelin denildiğini belirterek çocuklara karşı cinsel istek duymanın PEDOFİLİ (sübyancılık) anlamına geldiğini ve günümüz psikiyatri sınıflandırma sistemlerine göre ‘parafili’ yani ‘cinsel sapkınlık’ olarak tanımlandığını vurguladı.
CİNSEL İSTİSMAR SUÇTUR!
Aynı cümle içinde dahi geçmemesi gereken iki kelimenin, ne yazık ki toplumumuzda ‘çocuk gelin’ kavramı olarak karşılık bulduğunu ifade eden TERAPİDER Genel Başkanı Psikoterapist Uzm. Dr. Taner CANATAR; “Bir yanda hem çocuk yaştaki evlilikleri ve çocuklara şehvet duyulabileceği fikrini normalleştirme çabalarına, öte yanda ise bunun cinsel istismar olduğu ve haklı olarak asla kabul edilemeyeceği haykırışlarına şahit oluyoruz. Nadiren uygulama farklılıklarına rastlansa da hiçbir toplum, bireylerine sınırsız bir cinsel ilişki ve evlenme olanağı tanımaz, tanımamalıdır da. Ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, 18 yaşını doldurmamış olan herkes çocuk olarak kabul edilmiştir. Çocuktan en az 5 yaş büyük bir bireyin, kendi cinsel tatmini için, çocuğa yönelik her türlü cinsel içerikli davranışı cinsel istismar olarak değerlendirilmektedir. Çocuk istismarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından da bir yetişkinin, bilerek ve bilmeyerek yaptığı, çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar olarak tanımlanmıştır. Yapılan çalışmaların sonuçları, cinsel istismarın her çeşit sosyoekonomik ve kültürel çevrede yaşanabildiğini göstermektedir. Aile içinde çocuğa yönelebilecek her türlü cinsel istismar davranışı ensest, aile dışından ya da tanınmayan kişiler tarafından gerçekleştirilen eylemler ise pedofili olarak tanımlanmaktadır. Bilinmelidir ki pedofili, psikodinamik, biyolojik, sosyal, tıbbi, etik ve adli boyutları olan çok yönlü bir psikoseksüel bozukluktur. Sorun, sadece yasalar yoluyla çözülemeyeceğinden bu durumu meşru görüp normalize eden sosyal ve kültürel değer yargılarıyla da mücadele etmeli, bu insanlık dışı durumu normalleştirme çabalarına dur demeli ve gerekli önlemleri acilen hayata geçirmeliyiz.” dedi.
TOPLUM HIZLA BİLİNÇLENDİRİLMELİDİR!
Türkiye’de çocuk gelin oranının yüzde 30-35 arasında seyrettiğini belirten TERAPİDER Genel Başkan Yardımcısı Öğr. Gör. Uzm. Dr. Aydan AKSÖYEK de açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ruhsal ve bedensel gelişimini henüz tamamlamamış, kendi yaşamının iplerini eline henüz alamamış, haklarını dahi bilmeyen genç kızlarımız ya kendi istekleri ile ya da ailelerinin zorlaması ile evlenmektedir. Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı, erken yaşta evlilikleri normalleştirmiş ve meşrulaştırmış, maalesef evcilik oynayacak yaştaki kız çocuklarının evlenmelerine göz yummuştur. Onsekiz yaş altında evlenme olarak tanımlanan erken evlilik, okulu bırakma nedeniyle düşük eğitim seviyesi, adolesan gebelik, anne ve bebek hastalıkları ile ölümlerinde artış, yoksulluk gibi çeşitli olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Bu olumsuz sonuçlar sadece kişileri değil, onların çocuklarını ve toplumu da etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre 17 yaşını doldurmamış kızlar, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşını doldurmamış kızlar, Türk Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını doldurmamış kızlar çocuk gelin sayılmaktadırlar. Kanunlar arasındaki bu uyumsuzluk giderilmeli ve 18 yaş altındaki evlilikler yasalarla kesin bir şekilde engellenmelidir. Israrla vurgulamaktayız ki yasalar önünde çocuklara cinsel istismar, en ağır şekilde cezalandırılması gereken bir suç olarak kabul edilmeli, özellikle kız çocukları eğitime dahil edilmeli ve meslek edinme imkanları arttırılmalı, çocuklar ekonomik bir yük olarak değil toplumun değerli bireyleri olarak görülmeli, sosyal eşitsizlikler en aza indirilmeli, cinsel eğitim yasal olarak şart olmalı, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında toplum hızla bilinçlendirilmelidir.” dedi.